FIKRALAR
=karne= Baba, ortaokul üçüncü sınıfa giden oğlunun elinde karneyle salona girdiğini görür. "Allah allah, dönem ne çabuk bitmiş..." diye düşünür ve oğluna seslenir:
-"Getir bakayım şu karneyi!"
-"Al baba..."
Adam karneye bir bakar ki, beden eğitimi ve resim dışındaki tüm dersler zayıf.
-"Bir dediğini iki etmiyoruz, bilgisayar dedin, bilgisayar aldık, ingilizce kursu dedin ingilizce kursuna gönderdik, gitar kursu, müzik aletleri, ne istersen yapıyoruz. Kız arkadaş uğruna harcadığın çiçek parasının haddi hesabı yok. Ne bu notların hali, rezil şey!"
-"Baba... O benim karnem değil ki, senin kitaplarını karıştırıyordum, birinin arasında karnelerinden birini bulmuştum..."
Küçük bir kız öğretmeni ile balinalar hakkında konuşuyordu.
Öğretmen bir balinanın insanı yutmasının fiziksel olarak imkansız olduğunu söyledi,
çünkü balinaların boğazı çok küçüktü.
Küçük kız Jonah'ı (Yunus peygamber) bir balinanın yuttuğunu söyledi,
sinirlenen öğretmen balinanın insanı yutamayacağını tekrarladı, bu imkansızdı.
Küçük kız şöyle dedi, 'Cennete gittiğim zaman Jonah'a soracağım'
Öğretmen 'Ya Jonah cehenneme gittiyse?' diye yanıtladı.
Küçük kız ' O zaman sen sorarsın'
________________________________
Bir anaokulu öğretmeni sınıftaki çocuklar resim yaparken, onları seyrediyordu.
Her çocuğun çalışmasına bakmak için sınıfta dolaşıyordu.
Gayretli bir şekilde çalışan küçük bir kızın yanında gittiğinde, ona ne çizdiğini sordu.
Kız yanıtladı, 'Melek resmi çiziyorum'
Öğretmen duraksadı ve sordu,
'Ama hiç kimseMeleklerin neye benzediğini bilmiyor'
Kız kafasını kaldırmadan yanıtladı, 'Birazdan öğrenecekler'
________________________________
Bir gün küçük bir kız oturup annesinin mutfakta bulaşıkları yıkamasını seyrediyordu.
Aniden annesinin saçlarında beyazlar olduğunu fark etti.
Annesine baktı ve merakla sordu, 'Neden saçında beyazlar var anne?'
Annesi yanıtladı,
'Her yanlış yaptığında, beni kızdırdığında, mutsuz ettiğinde, saçlarımdan biri beyazlar'
Küçük kız bu cevap üzerinde bir süre düşündü ve sonra sordu,
'Anne,anneannemi neden çok üzdün?'
________________________________
Çocuklar hep birlikte fotoğraf çektirmişlerdi,
öğretmen her birini bir fotoğraf almaya ikna etmeye çalışıyordu.
'Düşünün, büyüdüğünüz zaman bu fotoğrafa bakıp
'Bu Jennifer, o avukat,' veya 'bu Michael, o doktor' demek ne kadar güzel olur'
Sınıfın arkasından zayıf bir ses çınlar 'Ve bu öğretmen, o öldü.'
_ _______________________________
Çocuklar öğle yemeği için Katolik ilkokulunun kafeteryasında sıraya girmişlerdi.
Masanın başında büyük bir elma yığını vardı, rahibe bir not yazıp elma tepsisinin üzerine asmıştı:
'Sadece BİR tane alın. Tanrı izliyor'
Sırada biraz daha ilerleyince, masanın diğer ucunda büyük bir çikolatalı çörek yığını vardı.
Bir çocuk not yazmıştı, 'İstediğiniz kadar alın. Tanrı elmaları gözlüyor'